Ameliyat son seçenek olmalı

Bel fıtığı tedavisinde cerrahinin yeri yüzde 1 ile yüzde 3 oranında. Öncelikle istirahat ve ilaç tedavisi, ardından fizik tedavi, ağrı klinikleri... Bu süreç içinde iyileşme ihtimali yüksek. Ama eğer hiçbiri sonuç vermezse ve hastanın yaşam kalitesi iyice düşmüşse o zaman son çare ameliyat olabilir!


Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu’nu kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Dünyaca ünlü omurga cerrahı! Bundan yaklaşık altı yıl önce onunla ilk röportaj yaptığımda yine çok ünlü, çok başarılı, kapısında kuyruklar oluşan bir cerrahtı. 2011’de bu durum katlanarak devam ediyor. Ünlü yazarların, işadamlarının, sanatçıların da doktoru o aslında ama kesinlikle medyatik bir isim değil! ‘Onu bilen biliyor’ misali kendi camiasında parmakla gösteriliyor. Omurga sorunu yaşayanların ulaşmak istediği tek adres çünkü. Şimdi iş başı! Birlikte ameliyata gireceğiz. Bugün yaklaşık dört ameliyatı var. Biri en az dört saat sürecek. Ben hepsine katılmayacağım tabii. Sadece ikisine. İlk ameliyat bel fıtığı. Biz de röportaja böyle başlıyoruz… Ameliyat öncesi, türbana benzettiğim ilginç bir bone takıyorlar bana. Ben daha şık bir şeyler istesem de Azmi Bey “Bu şart” diyor. Kadınların saçlarının dökülme riski daha yüksek olduğundan bu ameliyatta da steril ortamın maksimumda sağlanması gerektiğinden takmaya mecburmuşum! Azmi Bey ellerini yıkayıp ameliyata hazırlanırken başlıyoruz konuşmaya. 

Bel fıtığı hastasının sonu ameliyathane midir? 
Hayır değil! Ne sonu ne de başlangıcı ameliyathane olmalıdır. Aslında bel fıtığında cerrahi tedavi, yüzde 1 ile yüzde 3 oranında uygulanır. Çok yaygın gibi gözüken bel fıtığı ameliyatları da olsan yaygın olan bel fıtığı ve buna bağlı sorunlardır. Biz ancak hiçbir tedaviye cevap vermeyen ve bu hastalık nedeniyle yaşam kalitesini büyük oranda kaybeden kişilere ameliyat yaparız. Hastanın dayanılmaz ağrıları, güç kaybı, his kaybı ve günlük yaşam şartı zorlukları oluşmadığı sürece cerrahi tedaviye kesinlikle başvurulmamalıdır. 

Bir cerrahtan beklenen bir cevap olmadı doğrusu. Beni şaşırttınız… 
Cerrahi müdahale de yüzde yüz bir çözüm olmadığı için öncelikle diğer tedavi yollarının ve hepsinden önemlisi koruyucu yöntemlerin uygulanıyor ve deneniyor olması en doğrusudur. Bunun aksini kimse söyleyemez, cerrahlar da! 

Peki o zaman nasıl bir yol izlenecek bel fıtığında? 
İlk seçenek her zaman istirahattir. Hastaya uygun ilaçlar verilir ve belirli bir süre doktorun önereceği pozisyonda yatması istenir. Tedavinin şekli hastanın durumuna göre değişir. Bu tip hastalıklarda her hasta için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Tedaviler hastaların fiziksel ve sosyal durumlarına göre, kişiye özel olarak belirlenir. Hasta evinde yatabilecek bir sosyal durumu varsa o zaman yatak istirahati önerilirken, yoğun tempoda çalışan birine ilaçların yanı sıra fizik tedavi önerilebilir. Ayrıca bel fıtığı tedavisinde ağrı klinikleri de büyük ölçüde tedavi ve çözüm üretmektedirler. Buralarda uygulanan minimal invaziv yöntemlerle başarılı sonuçlar alınabilmektedir. 

Neden, ameliyat çok mu zor bir süreç? 
Hayır, belki süreç zor değil ama yüzde 100 başarılı bir uygulama değildir. Cerrahi müdahale de olsa bel fıtığı tamamen ortadan kalkmayabilir. Her cerrahi tedavinin beraberinde getirdiği negatif etkiler vardır. Bir bel fıtığı ameliyatının ilk olduğu günden itibaren 10 sene içindeki tekrar etme oranı yüzde 0 ile yüzde 15 arasındadır. Ayrıca diskten çıkarılan parçaların omurgada geriye kalan bölümleri etkileme olasılığı da vardır. Hasta ameliyata girmeden önce doktoru tarafından bu konularla ilgili olarak mutlaka bilgilendirilmelidir. Hastanın ameliyatı çok basit bir girişim gibi görmemesi gerekir. “Ben ameliyat oldum. Bütün ağrılarım geçecek, bir daha bel sorunu yaşamayacağım” gibi bir algıya sahip olmaması için bilgilendirme doktorun sorumluluğundadır. 

Çevremizde en az bir veya iki yakınımızda olan bu ağrılı hastalık halk diliyle fıtık. Nedir, neden olur? 
Omurlar arasında yastık vazifesi gören, yani tıpkı otomobillerdeki amortisörler gibi fonksiyon göstererek omurlar arasındaki yükü çeken, disk dediğimiz yapılar vardır. Bunların içindeki jelatine benzer sıvının çıkıp etrafındaki yapıyı yırtarak omuriliğe veya sinir köküne bası yapması durumunda da bel fıtığı gelişir. Hastada kafadan itibaren omuriliğin sonuna kadar her seviyede fıtık olabilir. Aynı hastada tek bir seviyede olabileceği gibi birden fazla omur üzerinde de oluşabilir. 

Fıtık ağrısı ayağa kalkınca artar

Bel fıtığı neden ortaya çıkıyor? 
Bel fıtığının nedenleri arasında genetik faktörlerin, hormonal faktörlerin, düşmenin, trafik kazasının, kötü şartlarda omuriliği kullanmanın etkisi vardır. Kötü şartlardan kastettiğimiz, uygunsuz durumda ağır yük kaldırmaktır. Bu tür bozukluklar ağır yük taşıyan işçilerde sıkça görülür. 

Bel fıtığı ağrı ile hissediliyor. Peki bel bölgemizde oluşan her ağrı bel fıtığının işareti mi? 
Her bel ağrısı bel fıtığı değildir. Belde görülen ağrılar çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşabilir. Belde ağrı oluşmasına neden olan 100’e yakın sebep sıralanabilir. Örneğin klasik bel fıtığı ağrısı, bel ağrısı ve siyatika dediğimiz siyatik siniri boyunca oluşan ağrılar vardır. Siyatik siniri boyunca oluşan ağrı kalçadan topuğa kadar iner. Beli ağrıyan hastanın bu ağrının hangi tür bir ağrı olduğunu ayırt etmesi mümkün değildir. Eğer hastada bel fıtığı varsa ve daha önceden bu tür bir ağrı yaşamışsa ancak o zaman bel fıtığı ağrısını anlayabilir ve kendisinde bel fıtığına bağlı bir ağrı olduğundan şüphelenebilir. 

Hastanın bel fıtığı ağrısını tanıyabilmesi için bazı ipuçları var mı? 
Bel fıtığı hastasında ağrı genelde hareketle ve ayağa kalktığı zaman artar. Genelde bacağa arkadan veya önden vuran bir şekildedir. Ama bu ağrının türü bel fıtığının olduğu seviyeyle ilgilidir. Örneğin sırttaki bir bel fıtığı göğsün yanına vuran ağrı tarzında kendini belli edebilir. Ağrıyı çeken insanlarda hareketle artan, istirahatle geçen bir tanımlama yapılır. Ancak yine de kişinin “Bu bir bel fıtığı ağrısıdır” tanımlamasını kendi kendine yapması mümkün değildir. 

Bu tip bir ağrısı olan kişi hastanelerin hangi servislerine başvurmalı? 
Öncelikle, ilk iş olarak en yakınındaki bir tıbbi merkeze başvurması gerekir. Burada, ağrı bel kaynaklı mı, yoksa bel dışında iç organlara bağlı bir durum mu var gibi sorulara cevap verilir. Ağrının bel kaynaklı olduğu tespit edilirse hastanın yapması gereken bel ağrılarıyla uğraşan bir uzmana başvurmasıdır. Bunlar da hastanelerin ağrı klinikleri, ortopedi-travmatoloji servisi ve nöroloji servisleridir. Buralara müracaat ettiğinde ağrının nedeni kesin olarak ortaya çıkar ve tedaviye yönelik çalışmalar da başlatılır. 

Hasta bu tip şikâyetlerle sizin karşınıza veya yukarıda saydığımız herhangi bir uzmanın karşısına geldi. Bundan sonra ne gibi aşamalardan geçmesi gerekir? 
Bel fıtığının teşhisi konusunda uzman ve tecrübeli bir hekim röntgenle büyük ipuçları elde edebilir hatta karar bile verebilir. Ama günümüzde çok ileri radyolojik tetkikler var; MR gibi. Ancak MR çekilip çekilmeyeceğine yine uzman bir hekim tarafından karar verilmesi gerekiyor. Bel ağrısı olan her kişinin MR çektirmesi şart değildir. Tetkikler basamak basamak gider. Röntgen olmadan sadece MR ile teşhis koymak da mümkün değildir. Çünkü MR sinir dokusuyla ilgili yapıları çok iyi gösterir. Ancak kemik dokusundaki bütün ayrıntıları MR göstermez. Bu nedenle röntgen çektirmek teşhis için daha önemlidir. 

Yarın: Bel fıtığı tedavisinde multi disipliner yaklaşım 
AZMİ HAMZAOĞLU KİMDİR? 
1956 Sinop Ayancık doğumlu Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu, Kabataş Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul Tıp Fakültesi ‘ni bitirdi. 1979-2003 yılları arasında Çapa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nde hizmet verdi. 1996’da profesör olan Azmi Hamzaoğlu 2003’de İstanbul Tıp Fakültesinden ayrılıp Şişli Florence Nightingale Hastanesi Skolyoz-Omurga Cerrahisi Merkezi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Başkanı olarak tam zamanlı çalışmaktadır.